Güncel
TBMM'nin darbe raporundan FET֒nün örgüt terminolojisi: Adanmış ruh, çay içmek, huruç...
TBMM 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’nun taslak raporunda FET֒nün örgüt terminolojisine de yer verdi. İşte örgüt içerisinde kullanılan 'şifreli kelimeler.'
Abi: Örgüt faaliyetleri kapsamında yukarıdan gelen emirler doÄŸrultusunda çalışan, en küçük örgüt evinden en büyük örgüt ÅŸirketlerine kadar türlü yer ve kademelerde vazifelendirilmiÅŸ yöneticidir. Abi, altındakiler tarafından kayıtsız ÅŸartsız itaat edilmesi gereken kiÅŸidir. Aynı zamanda abilik, örgüt yapılanması içinde rehberlik, hocalık, yerine göre de ‘Ä°mamlık' makamıdır. Abilerin seçimi ve gerektiÄŸinde görevine son verilmesi örgüt hiyerarÅŸisine göre bir üst yapının görevidir.
Abla: Abi tabirinin kadınlardaki karşılığıdır. Abilerden farklı olarak ablalar, örgüt içerisinde üst düzey yönetici olamazlar. Bir abla, altında bulunanlar ve diğer ablalar arasında ne kadar üst düzey konumda olursa olsun, nihayetinde bulunduğu il veya ilçedeki abiye bağlıdır.
Adanmış Ruh: Örgüte kayıtsız şartsız kendini adayan tüm örgüt mensuplarını kapsar.
Altın Nesil: Örgütte ‘Beklenen Nesil' ya da ‘Kutsiler Ordusu' olarak da kullanımı yaygındır. GeniÅŸ anlamda Altın Nesil ifadesi, Fethullahçı öğretiyi benimseyen, örgüte ve daha da önemlisi Fethullah Gülen'e sadakatle biat ve itaat eden kiÅŸilere tekabül eder. Altın Nesil, Fethullah Gülen tarafından ‘Bir elinde bilgisayar bir elinde Kur'an olan nesil' biçiminde genel bir ÅŸekilde tarif edilse de, bu tabirin daha belirli ve özel bir kodlaması vardır ve örgütte esas olan da bu kodlamadır: Altın Nesil, zamanı geldiÄŸinde Altın VuruÅŸu (yani devleti tamamen ele geçirme, yönetime el koyma operasyonunu) yapacak olan örgütün asli-fiili unsurlarını ifade eder.
Başyüceler Divanı: Örgütün en üst yönetici kadrosu olup, doğrudan Fethullah Gülen'den emir alan heyettir. Başlangıçta örgütün yeminli çekirdek kadrosundan oluşmakla birlikte, ilerleyen dönemlerde Gülen'in tasarruflarıyla üyelerinden değişenler olmuş, yeni isimler de yer almıştır.
Bizden Olanlar ve Bizden Olmayanlar: Örgütün en belirgin, en içsel, en mahrem ve en kesin ayrımı olup, kelimenin tam anlamıyla ‘takiyeci bir bölücülük, ayrımcılık ve kayırmacılık' esasına dayanır. Bizden Olanlar tabiri geniÅŸ bir daireyi kapsayan bir kodlama deÄŸildir. Örgüte himmette bulunmak vb. yollarla maddi manevi destek olmak, Bizden Olanlar dairesi içinde sayılmaya yetmemektedir. Bizden Olanlar, tüm hayatını ve her ÅŸeyini kayıtsız ÅŸartsız adamış bir vaziyette örgütsel yapı içerisinde görev alanları ifade eder. Bu kavram bazen ‘Adanmış Ruhlar' ÅŸeklindeki kodlamayla da ifade edilir. Nitekim örgütün yayın kanalı olan Samanyolu TV'de Adanmış Ruhlar ve Nizama Adanmış Ruhlar adıyla proje diziler de yapılmıştır. Bizden Olmayanlar kodlamasının açıklaması ise gayet basittir: Örgütten olmayan herkes Bizden Olmayanlar arasındadır.
Çay İçmek: ‘Sohbet' tabirinin bir diÄŸer kullanımıdır. Genelde ‘Tedbir' icabı tercih edilir. ÖrneÄŸin, örgütle tanıştırılması istenilen kiÅŸiler sohbete getirilmek isteniyor fakat o kiÅŸilerin yanında sohbet kelimesinin kullanılması da mahsurlu görülüyorsa, tedbiren bu tabir kullanılır.
Dergi: Örgüt terminolojisinde dergi ile kast edilen ÅŸey Sızıntı Dergisi'dir. Tıpkı Zaman Gazetesi örneÄŸinde olduÄŸu gibi, tirajının büyük bir kısmı gerçek satış rakamları deÄŸil, muvazaa ve manipülasyondur. Çünkü örgüt mensupları ve sempatizanlarınca yüksek adetlerde satın alınır ve abone olunur. Dergide Fethullah Gülen'in ‘Kalbin Zümrüt Tepeleri' isimli özel bir köşesi vardır.
Ders Çalıştırma: Öğrencileri örgütün evlerine yani ‘dershanelere' çekmek, onları örgütle tanıştırmak ve örgüte ısındırmak için baÅŸvurulan en temel ve vazgeçilmez yöntemdir. ‘Ders çalıştırma ve ahlaklı gençler olarak yetiÅŸmelerine yardımcı olma' bahanesiyle evlere ısındırılan öğrencilere, vakti geldikçe Fethullah Gülen'den bahsedilmeye ve vaazları izletilmeye, zamanla da ‘Hizmet' anlatılmaya baÅŸlanır.
Dershane: Örgütte bu kelime ile kast edilen üniversite hazırlık dershaneleri deÄŸil, örgüt mensuplarının kaldığı ve genelde sohbet toplantılarının yapıldığı evlerdir. Örgüt evlerinin yaygın kullanımlı bir diÄŸer adı da Işık Evi'dir. Bizzat Fethullah Gülen bu evleri ‘Åžarj Evleri' olarak da ifade etmektedir. Bu evler dışarıdan ‘üniversiteli talebelerin kaldığı evler' olarak bilinir. Örgüt mensuplarına göre ise, fitnelerle dolu ahir zamanda kapılarına kilit vurulmuÅŸ ilim irfan membaı eÄŸitim yuvalarının —mesela medreseler, zaviyeler ve tekkelerin- görevini yapan, boÅŸluÄŸunu dolduran yerlerdir. Bu evlere giriÅŸ ve çıkışlar tedbir gereÄŸi mümkün olduÄŸunca gizlilik içinde yapılır.
Fetih Okutma: Devletin en mahrem yerlerine, Fethullah Gülen'in tabiriyle ‘kılcallarına' kadar sızmak için kadrolaÅŸmaya örgüt içinde ‘Fetih', bu kadrolaÅŸmanın sınav soruları çalınarak yapılmasına ise ‘Fetih Okutma' denir. Bu tabir sadece örgüt mensupları arasında kullanılan ve sınav sorularının dağıtılacağını ifade eden özel ve mahrem bir ÅŸifredir. Çalınan sorular öğrenci veya gençlere gizlilik yemini ettirilerek cevaplarıyla birlikte verilir. Soruların çalındığının söylenmesi örgüt için mahsurlu olacağı düşüncesiyle ‘Bu soruları Hocaefendi veya abiler rüyasında görmüş' gibi yalanlarla ambalajlanır ve böylece ekstradan bir ‘keramet pazarlaması' da yapılır.
Gazete: Örgüt terminolojisinde gazete ile kast edilen şey Zaman Gazetesi'dir. Tirajının büyük bir kısmı gerçek satış rakamları değil, muvazaa ve manipülasyondur. Çünkü örgüt mensupları ve sempatizanlarınca yüksek adetlerde satın alınır ve abone olunur. Gerçek okuyucu sayısı ise tirajının katbekat altındadır.
Himmet: Kelime anlamı ‘gönüllü, karşılıksız maddi yardım veya bağış' demektir. Örgütteki anlamı ise kısaca ‘Örgüte saÄŸlanan maddi destek' demektir. Bir nevi örgütün kestiÄŸi vergi, hatta haraçtır. Örgütün en önemli gelir kaynaklarındandır. Karşılığında herhangi bir makbuz veya belge verilmeyen para ya da paraya eÅŸdeÄŸer yardımların toplandığı her türlü toplantı ‘Himmet Toplantısı' olarak ifade edilir. Her ne kadar bu toplantılarda gönüllülük esası geçerliymiÅŸ gibi görünse de, usulünce zorlamalar, psikolojik baskılar, hatta yerine göre teatral bazı sahtekârlıklar da yapılır. ÖrneÄŸin, aslında toplantıda himmet vermek için bulunmayan ‘anlaÅŸmalı' bir örgüt mensubu, kendisi himmet veriyormuÅŸ gibi ortaya atılarak yüksek bir miktarda himmette bulunur ve böylece toplantıda bulunan diÄŸerleri için de yüksek bir çıta belirlenmiÅŸ, psikolojik baskı altına alınarak himmete teÅŸvik edilmiÅŸ olur.
Hizmet Erleri: Işık Süvarisi, Adanmış Ruh ve Bizden Olanlar tabirleriyle eÅŸdeÄŸerdir. ‘Bizden Olanlar' maddesinde ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
Hizmet Hareketi: Örgütün kendini en sık ifade biçimidir. Örgüt içinde kısaca ‘Hizmet' olarak kullanılır. Yer yer ‘Camia' ifadesi de tercih edilir. Zira hizmet, camia vb. ifadeler sempatik ve aynı zamanda muÄŸlak olduÄŸu için özenle seçilmiÅŸtir. Hizmet, örgütün esası, ruhu ve her fırsatta dillendirilen (güya) nihai kutsal hedefidir. Örgüte göre, hizmet; güya ‘insanların ebedi saadeti için ve nihai kurtuluÅŸa ermesi adına, Allah rızası gözetilerek yürütülen her türlü faaliyet ve bu faaliyetleri yürüten doÄŸal oluÅŸum' olarak özetlenebilir. Esasen, ‘Ãœstad' olarak anılan Said Nursi'nin kitaplarından oluÅŸan Risale-i Nur külliyatında ‘Ä°man ve Kur'an Hizmeti' olarak ifade ettiÄŸi bu kavramın, aslını ve kaynağını oluÅŸturan ‘Ä°man ve Kur'an' kısmı örgütçe alenen dillendirilmeksizin zamanla sadece ‘Hizmet' denilir olmuÅŸtur. Genelde kendilerini Said Nursi'nin takipçisi ve temsilcisi sayan nurculuk hareketi kollarının pek çoÄŸu, oluÅŸumlarını ‘Hizmet Hareketi' olarak adlandırsalar da, ‘Hizmet' ifadesi son yıllarda neredeyse tek bir yapı için, yani Fethullahçılar için kullanılır olmuÅŸtur.
Huruç: Kuşatmayı yarma, kıyam, harekete geçme.
Gönüllüler Hareketi: Örgütün kendine taktığı isimlerden biridir. ‘Hizmet Hareketi' maddesinde ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
Hocaefendi: Örgüt içerisinde Fethullah Gülen hakkında konuÅŸulurken ismi doÄŸrudan zikredilmez. Bu büyük saygısızlık kabul edilir. Hatta ‘Fethullah Hoca' bile denilemez. Örgüt için onun adı ‘Hocaefendi' ya da bazen duruma göre ‘Amerika'daki mübarek zat'tır. Bununla birlikte Fethullah Gülen'in öteden beri kullandığı takma isimler de olup, bunlar Abdülfettah Åžahin ve Hikmet Işık'tır. BaÅŸta Sızıntı ve Zaman olmak üzere örgütün yayın organlarında çıkan yazılarda bu takma isimleri sıkça kullanmıştır.
Hususi Evler: Işık Evi ya da Dershane denilen örgüt evlerine benzemekle birlikte, onlardan farklı olarak askeri okulların ve polis okullarının bulunduÄŸu yerlerde örgütün buralara dönük ‘mahrem hizmetlerinin' belirlenerek takip ve organize edildiÄŸi evlerdir. Örgütün kriminalize denilebilecek türde faaliyetlerinin yürütülmesi hasebiyle, bu evlerin örgüt tabanından gizlendiÄŸi bilinmektedir.
Işık Evleri: Örgütün hücre yapılanma birimleri olan Dershanelerin bir diÄŸer adıdır. ‘Işık Evleri' fikri ve uygulaması, —tıpkı ‘Hizmet' tabiri ve benzer pek çoklarında olduÄŸu gibi- Nurculuk hareketini adeta ‘klonlayan' Fethullah Gülen'in bu hareketin ‘Nur Dershaneleri' adı altında açılan Risale-i Nur okuma evlerinden çaldığı bir kavramdır.
Işık Süvarilerinin Kışlaları: Benzer pek çokları gibi yine Fethullah Gülen'e ait olan bu tabir, Işık Evlerinin (aynı ÅŸekilde Dershanelerin) bir diÄŸer ifadesidir. Bu evleri ve buralardaki sorumluları onurlandırıp taltif etmek ve örgüt için ne kadar önemli olduklarını ifade edebilmek adına bunu bir çeÅŸit ÅŸeref ve takdir niÅŸanesi olarak kullanır. Buradaki ‘Süvari' ve ‘Kışla' benzetmeleri oldukça manidardır. Özellikle Sızıntı dergisi gibi örgüt yayın organlarında sıkça baÅŸvurulan bu gibi kullanımlar bilinçsiz tercihler olmadıkları gibi, Fethullah Gülen'in ‘emir-komuta, ordu, güç' vb. düşkünlük ve takıntılarına da kuvvetli iÅŸaretlerdir.
Işık Süvarisi: Örgüt içerisinde Abi ve Ablalara bir şeref nişanesi olarak ve takdir etme, övgüleme, coşkulama ve payeleme maksadıyla kullanılan tabirlerdendir. Yer yer Muhabbet Erleri, Muhabbet Fedaileri ya da Gönül Erleri olarak da kullanılır.
Ä°lgilenmek: Örgüt içindeki sistemli çalışma kodlarından biri olup, ‘türlü yollarla insanlara örgütü hoÅŸ gösterip sevdirmeye ve nihayetinde örgüte kazandırmaya çalışmak' demektir. Bunun için denenecek yollar ilgilenilen kiÅŸiye, yere ve zamana göre çeÅŸitlilik gösterir. Örgüt mensubu adeta üzerine zimmetli olan ve örgüte kazandırabileceÄŸini düşündüğü kiÅŸilere (ki genellikle bir çocuk, genç veya esnaftır) neredeyse tüm mesai ve gayretini harcar. Bu kiÅŸilere yönelik neler yaptığını istiÅŸare denilen haftalık toplantılarda baÄŸlı olduÄŸu abisine rapor eder. Ä°lgilenmek tabiri bu yönüyle bir tür fiÅŸleme ve sürekli olarak takip altında tutma faaliyetidir.
Ä°mam: Örgüt için bu kelimenin halk arasında bilinen anlamından çok daha ayrı ve özel bir anlamı vardır: ‘Örgütün her tür faaliyetindeki sorumlu kiÅŸi' demektir. Örgüt sisteminin olmazsa olmazlarından ve en saygın payelerindendir. Ä°mam, küçük sıradan bir ışık evinden o evin bulunduÄŸu semte ve ilçeye, basit bir devlet dairesinden en büyük kamu kurumlarına, bir örgüt okulunun bulunduÄŸu ücra ve fakir bir ülkeden koca bir kıtaya kadar, kısacası, cemaat yapısında en küçüğünden en büyüğüne kadar her bir dairenin başındaki sorumlu kiÅŸidir. Ä°taatin esas olduÄŸu bu yapılanmada Ä°mamlık, piramit ÅŸeklinde zirveye doÄŸru sayısı azalan hiyerarÅŸik kademeler ÅŸeklindedir: Ev imamı, semt imamı, ilçe imamı, il imamı, ülke imamı, kıta imamı vs. ÅŸeklinde örgütün Kâinat Ä°mamı saydığı Fethullah Gülen'e kadar gider.
Ä°rtibat: ‘Ä°lgilenilmesi' gereken kiÅŸilerin örgütle bağının oluÅŸturulması, var olan baÄŸlarının kopmaması ve güçlendirilmesi için ev ya da iÅŸyeri ziyareti, sohbet, gezi, piknik, halı saha maçları vb. yollarla iletiÅŸimin diri tutulması faaliyetlerine denir. Bu ÅŸekilde ilgilenilmesi gereken o kiÅŸilerin hep hatırda tutuldukları vurgulanmış olur, kendilerini deÄŸerli ve özel hissetmeleri saÄŸlanır.
İstişare: Kelime olarak birbirine danışma anlamına gelen bu ifade, örgütte sohbet toplantılarının bir üst seviyesindeki toplantıları ifade eder. Bir nevi sohbetin üst kurulu, daha mahrem ve katılımcılarına sorumluluk yükleyen halidir. Sohbetlerde istenilen verimi sağlayan kişiler İstişarelere katılmaya hak kazanabilir. İstişare Abisi şahsi sorumluluklar yüklendiği gibi artık örgüt adına kimi kararları alabildiği ve yeri geldiğinde hesap da sorabildiğinden, bu pozisyon önemli bir pozisyon olarak addedilir.
Kafalamak: İlgilenmek tabirinin bir kademe ötesine ve genellikle başarıyla sonuçlanan veya sonuçlanmak üzere olan aşamasına verilen isimdir.
Kâinat İmamı: Örgütteki en üst, mutlak ve hatasız görülen imamlık makamıdır. Elbette ki bu makamın yegâne sahibinin Fethullah Gülen olduğuna inanılır.
Karşı Cephe: Fethullah Gülen'in örgüte karşı olanlar için kullandığı tabirlerden biri olup, daha çok tercih edilen ifade biçimi olan ‘Åžer Odakları' tabirinde ayrıntılı olarak anlatılmıştır.
Kutsal Hoca Payı: Himmet olarak toplanan paranın belli bir yüzdesinin Fethullah Gülen'in payı olarak ayrılan ve Pensilvanya'ya gönderilen kısımdır. Bu pay yüzde on seviyelerinden başlar ve bir üst sınırı da yoktur. ABD'de örgütün merkez giderlerine harcandığı, kalanının ise Fethullah Gülen'in ve çevresindeki imamların şahsi servetine dönüştüğü değerlendirilmektedir.
Kutsiler Ordusu: Fethullah Gülen'in Altın Nesil için kullandığı bir diÄŸer tabirdir. Bu kullanımdaki ‘Ordu' kelimesi özellikle dikkat çekici ve manidardır. "Altın Nesil" maddesinde ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
Mahrem Hizmet: Örgütçe mahrem yer sayılan devletin en önemli kurumlarında örgütün kendi hesabına yürüttüğü çalışmalara verilen isimdir. Mahrem Hizmet, örgüt adına kurumlarda türlü yollarla (sınav sorusu çalarak, mevcut çalışanları uzaklaştırarak vb.) kadrolaşma, abinin veya imamın emirlerine göre organize bir şekilde hareket etme ve bu yerlerde örgüt amacına yönelik olarak verilen görevleri yerine getirmektir.
Mahrem Toplantı: Genellikle Mahrem Hizmetler üzerine yapılan toplantılardır. Bunun haricinde gizli tutulması gereken diğer konular hakkında da yapılabilir. Bu tür toplantıları genelde örgütün çekirdek kadrosunda olanlar ya da çekirdek kadroya sonradan dâhil olup Fethullah Gülen'in yakın hizmetinde bulunanlar katılır.
Mahrem Yerler: Örgüt terminolojisinde TSK, Askeri Harp Okulları, GATA, Polis Kolejleri, Adalet ve Yargı Kurumları, Emniyet Genel Müdürlüğü, Milli İstihbarat Teşkilatı, TİB, ÖSYM ve TÜBİTAK gibi bazı özel kurumları ifade eder. Özel mahrem yerler ise silah bulunduran TSK, Emniyet ve MİT'tir.
Muhabbet Erleri / Muhabbet Fedaileri: Işık Süvarisi tabirinin diÄŸer kullanımlarıdır. ‘Muhabbet Fedaileri' ifadesi yine Nurculuk hareketinden Fethullah Gülen tarafından araklanan ifadelerden biridir. Nurculuk hareketi mensuplarını ‘Muhabbet Fedaileri' olarak sıfatlandıran Said Nursi'nin "Bizler muhabbet fedaileriyiz, husumete vaktimiz yoktur" sözü meÅŸhurdur. Gülen bu tabiri kendi örgüt mensuplarına uyarlamıştır.
Mübarek Zat: Örgüt içerisinde Fethullah Gülen kastedilirken Hocaefendi denildiÄŸi gibi, bazen Mübarek Zat da denilir. Zamana ve zemine göre yer yer ‘Büyüğümüz' ya da ‘Kanaat Önderimiz' ifadelerinin kullanıldığı da olur.
Müspet-Menfi: Örgütten olan, örgütü destekleyen, örgüte sempati besleyen ya da kazandırılma potansiyeli görülen herkes ‘Müspet' olarak ifade edilir. Müspetin zıttı Menfi olup, Müspet-Menfi ayrımı örgüt için siyah-beyaz kadar net bir ayrımdır: Müspet olmayan menfi ya da potansiyel menfidir.
Mütevelli AÄŸabey: Genellikle esnaf AÄŸabeyler arasından piÅŸerek yükselmiÅŸ, artık ‘bu iÅŸleri iyi bilen' ve dolayısıyla sorumluluk yüklenme konumuna gelen, sohbet toplantılarının daha üst hali olan Ä°stiÅŸare toplantılarına katılmaya hak kazanmış ve bu nedenle artık sorumluluk da yüklenmiÅŸ olan, bu anlamda üst sınıf sayılan abiler Mütevelli AÄŸabey olarak anılır. Fakat örgütün merkezine doÄŸru küçülen ‘has dairelerinde' bu ifadenin daha ‘derin' bir kodlaması vardır: ‘Mütevelli AÄŸabey'in asıl karşılığı ‘BaÅŸta para olmak üzere her türlü maddi ve manevi desteÄŸini örgütten esirgemeyecek hale gelmiÅŸ/getirilmiÅŸ insan' demektir.
Parlatma: Üzerinden nemalanmak amacıyla yükselmesi ya da ön plana çıkarılması gerekenler için örgütçe imaj ve reklam çalışması yapılmasıdır. Örneğin bir makama atanması için kişinin önceden hazırlanıp onun adına parlak bir özgeçmiş oluşturma, atamayı yapacak kişiler nezdinde üstün özelliklerini değişik kişiler marifetiyle yaptırma, örgütün medya organlarında bazen haber görünümlü bazen de doğrudan övgüler yapma, kurum içinde o kişi hakkında olumlu ve övgü dolu dedikodular çıkarma gibi aksiyonlar parlatmaya örneklerdir.
Sadakat Testi: Yetiştirilen bir örgüt üyesinin örgüte adanmışlığını ve örgüte yeterince bağlanıp bağlanmadığının üstlerince sınanmasıdır. Sınanan kişi koşulsuz ve tereddütsüz olarak itaat ediyorsa, örgütün amacını benimsemişse, baskı ve tehdit altında tutulduğu zaman yeterince dirençli ise sadakat testini geçmektedir. Sadakat testini geçen üye artık yeni ve daha yüksek görevlere hazırdır. Sadakat testini geçemeyenler ise ya sonraki bir zamanda tekrar test edilmek üzere örgüt eğitimine devam ettirilir ya da kullanışlı sempatizan olarak ayrılır.
Serrehber: Örgüt için çok önemli bir birim olan Serrehberliğin, örgüt içinde iki türlü kullanımı vardır. Birincisi; Fethullah Gülen'in etrafında bulunan mollalardan beslenen ve görevli oldukları birimler içindeki güya dini yapılanmayı gerçekleştiren, ülkeler ölçeğinde yani makro düzeyde çalışan yapı mensuplarına verilen isimdir. Bu tür Serrehberler özel yetiştirilen örgüt mensuplarından oluşmaktadır. Örgüt yapısının oluşturulması, örgüt mensuplarının bağlılıkla faaliyetlerine devam etmeleri, örgütsel motivasyonun devamlılığının sağlanması bu serrehberlerin görevidir. İkinci türdeki Serrehberler de benzer görevler yürütmekle birlikte, daha mikro ölçekte görev yaparlar ve özellikle de örgüt dershanelerinden sorumludurlar. Buralardaki öğrencileri takip ederek örgüte kazandırmak birincil görevleridir.
Sohbet: Genellikle Fethullah Gülen'in kitaplarının okunduğu ve/veya vaaz görüntülerinin izlendiği, yukarıdan belirlenen stratejiler ve gelen talimatlar doğrultusunda yerine göre örgüt amaçları için fısıltı gazeteciliği de yapılan örgüt toplantılarıdır. Sohbeti veren kişi Abi (ya da sohbet verilen kitle bayansa Abla) olup, her ne kadar sohbette bulunanlardan gelen pek çoğu dini içerikli sorular da cevaplanır gibi görünse de, aslında sohbetler diyalog değil monolog şeklindedir ve genellikle sohbeti veren kişinin asıl önceliği örgüt menfaatidir.
Åžakird: Kelime olarak çırak ya da talebe gibi anlamlara gelen bu ifade, örgüt içinde genellikle Abi ya da Ablaların yetiÅŸtirdiÄŸi alttan gelen kiÅŸileri ifade eder. Bayanlar için kullanımı ‘ÅŸakirde' ÅŸeklindedir. Yine Nurculuk hareketinden (ve hatta genel Ä°slami-muhafazakâr jargondan) örgüte uyarlanmıştır. Örgütte bir nevi ‘potansiyel ya da aday abi-abla' demektir. Ä°htiyaç duyduklarında en üst seviyedeki örgüt abileri, imamları ve Fethullah Gülen bile kendilerini ‘Åžakird' olarak ifade ederler ki, bu örgüte yönelik bir sözde takva, tevazu ve adanmışlık mesajıdır.
Åžer Odakları: Örgütün aleyhinde olan ve dolayısıyla da örgüte göre Allah'a savaÅŸ açmış bulunan ‘karanlık mihrakları' ifade eder. Bazen ‘Karşı Cephe' olarak da kullanılır. Daimi ÅŸer odakları ‘komünist ya da ateistler' olmakla birlikte, genel olarak bu odakların kimler olduÄŸu örgütün yarar ve ihtiyaçları doÄŸrultusunda zamana ve duruma göre de kolayca deÄŸiÅŸebilir. Örgütte, nerelerin veya kimlerin ÅŸer odağı olacağına ‘Hocaefendi'nin Peygamber Efendimizle Ä°stiÅŸareleri' sonucunda varıldığına inanılır. Nitekim 2010 yılındaki Anayasa Referandumunda ‘Evet oyu kullandırtmak için gerekirse mezarlardaki ölüleri bile kaldırtacak' seviyede AK Parti hükümetini destekler bir görünümde olan Gülen, çok geçmeden baÅŸlayan Oslo görüşmeleri, MÄ°T Krizi, dershanelerin kapatılması vb. süreçlerle birlikte AK Parti hükümetini bir numaralı ÅŸer odağı ve öncelikli hasım olarak ilan edivermiÅŸtir.
Tard: Örgütte emre uymayan, itaat etmeyen ya da disipline baÅŸkaldıran, yapılan ikazlara raÄŸmen de bu durumunu sürdürenler arasından örgüte tekrar kazandırılması mümkün görülmeyenlerin hain ilan edilerek örgütten tard edilmesi, yani kovulmasıdır. Tabir-i caizse örgüt aforozudur. Tard edilen kiÅŸiler ‘Zecr Tokadı' yemiÅŸ sayılırlar. (Zecr Tokadı ilgili maddede açıklanmaktadır.)
Tedbir: Örgüte en ufak bir zarar bile gelmemesi için örgüt faaliyetlerinin açık edilmemesi, önlemler alınıp pürdikkat davranılması, örgütten olmayanlara ve özellikle örgüt aleyhinde olanlara karşı her zaman sakınımlı bir teyakkuz halinde kalınması demektir. Örgüt için tedbir ‘olduÄŸun gibi görün ya da göründüğün gibi ol' vecizesinin tersyüz edilmiÅŸ halidir: ‘Ne olduÄŸun gibi görün, ne de göründüğün gibi ol' ÅŸeklinde özetlenebilir. Tedbir yöntemleri, ortamın bir savaÅŸ ortamı olduÄŸu kabulüyle ‘savaÅŸta hile mubahtır' felsefesiyle uygulanır. Ä°nanca, ahlaka ve hukuka aykırı her ne varsa her ÅŸey yeri geldiÄŸinde ‘tedbir dairesi' içinde görülebilir. Çünkü tedbir, ‘Åžer Odaklarına' karşı bir numaralı önlem ve emniyet supabıdır. Tedbir kavramı her ne kadar örgüte mal olmuÅŸ ve örgütçe aşırı derecede kabul görmüşse de, esasen çıkış noktası ve amacı baÅŸkadır: Hapse girmekten daima çok korkan Fethullah Gülen, soruÅŸturma ve takibata uÄŸramamak ve zarar görmemek için bu kavramı kendine bir zırh ve koruma kalkanı olarak uydurmuÅŸ ve kendisiyle ilgisi yokmuÅŸ gibi örgütüne mal etmiÅŸtir. Tedbir dışarıdan takiye gibi görülse ve öyle adlandırılsa da örgüt bunu asla kabul etmez.
Henüz yorum yapılmamış.